Kalp krizinin en sinsi belirtileri: Çeneye vuran ağrı ve mide bulantısına dikkat!

fator

New member
Kalp krizinin en sinsi belirtileri: Çeneye vuran ağrı ve mide bulantısına dikkat!Kalp krizi; kalbe oksijen ve yenilebilir taşıyan koroner damarlarda oluşan ötede daralmaya veya tıkanıklığa tâbi olarak kan akışının kalp kasına kesilmesi durumuna deniyor. Aniden gelişmesi ve hastanın hayatını tehdit etmesi ise tablonun en korkutucu yanını oluşturuyor. Kalp krizi denildiğinde aklımıza genellikle göğsün tam ortasında tazyik veya ağırbaşlılık hissi şeklinde gelişen ve kimileyin kollara bile yayılabilen şiddetli öte geliyor. Oysa kalp krizi, hastaların yüzde 20-30’u gibi yüksek tek oranında göğüs ağrısı olmadan ve ‘atipik’ adı verilen ‘sinsi’ sinyallerle gelişiyor.

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Görmez, hastaların kalp krizinin sinsi belirtilerini göz ardı etmeden en yakın tek sağlık kuruluşuna başvurmalarının yaşamsal önem taşıdığını belirterek,


“Günümüzde sağlık kuruluşuna zamanında ulaşıldığında hızlı tanı ve tedavi sayesinde kalp krizi neredeyse hasarsız atlatılabiliyor. Ancak koroner anjiyo sonrasında pıhtı eritici ilaç, palavra ve stent gibi tedavilerden etkin sonuç alınabilmesi için kalp krizinde ilk 60 an içinde tıkanmış olan kalp damarının zorlamak gerekiyor. Ne kadar hızlı müdahale edilirse, kalpte kas kaybı ve hücre ölümü dahi o kadar rengi oluyor nedeniyle, krizden sonra gelişebilecek olan kalp yetmezliği veya ritim bozukluğu gibi ciddi sorunlar önlenebiliyor, hastalarımız sonunda normal yaşamlarına sürme edebiliyorlar” açıklamasında bulunuyor.

Midede yanma hissi, bulantı, kusma, kollarda uyuşma, nefes darlığı, fenalık veya baygınlık hissi, soğuk terleme ile tansiyon düşmesi, kalp krizinin en sık görülen sinsi belirtilerini oluşturuyor. Kalbin abaşo yüzeyi midenin hemen üzerinde yer alıyor. Dolayısıyla kalbin abaşo bölümünü besleyen sağ koroner mermerde tıkanıklıklarında mideye yönelik sinyaller gelişebiliyor.

Bu merkezde ortaya kaynak midede yanma, hazımsızlık hissi, bulantı ve kusma gibi yakınmaları hastalar genellikle gece yedikleri ağır yemeğe veya midelerini üşütmüş olmalarına bağlıyor ve hekime başvurmayı ihmal ediyorlar. Oysa yerde belirtilerin nedeni aslında ‘kalp krizi’ olabiliyor” uyarısında bağcıklı Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Görmez, sözlerine şöyle sürme ediyor: “Özellikle 40 yaş üstündeki hastalar emek sırasında veya istirahat halinde midede yanma hissi, hazımsızlık, bulantı ve kusma gibi şikayetleri olduğunda hekime başvurmayı ihmal etmemeliler. Sağlık kurumunda ise alçak yatan nedenin kalp krizi olabileceği düşünülerek hareket edilmesi ve EKG çekilmesi gerekiyor. Aksi halde ortak belirtileri nedeniyle kalp krizi atlanıp, yanlışlıkla reflü ve gastrit tanısı konulabiliyor.”

Sadece köşe ve çark ağrısı beraberce kalp krizinin sinyali olabilir! Kalp krizinin ‘sinsi’ belirtilerine uyanıklık
Çarpıntı, gaşiy ve şuur bulanıklığı bile yine tek başına kalp krizinin habercisi olabiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Görmez, hafakan, gaşiy veya şuur bulanıklığı gibi belirtilerin dahi altında kalp krizi nedeniyle ortaya kaynak ciddi ritim bozuklukları, ilerlemiş kalp yetmezliği ve ani gelişen hipotansiyonun bulunabileceğini belirtiyor.

Özellikle abaşo köşe ve abaşo köşe dişlerinde oluşan öte bile tek başına kalp krizine işaret edebiliyor. Sıklıkla emek halinde iken başlasa bile istirahat ederken dahi görülebiliyor. Bazen tabloya şişe ve sırt ağrısı bile eşlik edebiliyor. Bu tür ağrılarda hastaların önce çark hekimine başvurduklarını müfit Doç. Dr. Selçuk Görmez, “Diş hekimleri ağrının çark ve çeneden kaynaklanmadığını tespit edince hastaları kardiyoloji uzmanlarına yönlendirebiliyor.

Bu hastalara yaptığımız anjiyolarda genellikle koroner damarlarda ciddi darlıklar bulunduğunu tespit ediyoruz.” debba. Alt çenede ve dişlerde oluşan ağrılarda hastanın yaşının önemli olduğunu vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Görmez, “Genç yaş grubunda çenede gelişen ağrının kalp krizinden kaynaklanması az tek ihtimaldir.

Ancak 40 yaşın üzerindeki erkekler ile 50 yaşın üzerindeki kadınların, özellikle tütün kullanımı, hipertansiyon, şeker, kolesterol yüksekliği, obezite, sağlıksız arıcı, hareketsiz yaşam ve ailede erken yaşta gelişen koroner kalp hastalığı gibi risk faktörleri varsa yerde araz konusunda henüz titiz olmaları gerekiyor” sınamak veriyor.

“İç sıkılması, daralma hissi, hafif eforla beraberce gelişen nefes darlığı, ötede yorgunluk ve güçsüzlük gibi yakınmalarda akla ilk anda yen ile KOAH gibi hastalıklar gelse dahi yine alçak yatan nedenin ciddi koroner şiryan hastalığı veya kalp krizi olabileceğine işaret fail Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Görmez, “Kalbe giden mermerde tıkandığında kalp vücuda yeterince kan pompalayamadığı için dokular oksijensiz kalıyor. Bunun sonucunda bile yorgunluk, sıkıntı veya daralma hissi, nefes darlığı, hatta ölüm korkusu gibi araz görülebiliyor.” debba.

Sinsi gelişen kalp krizi; göğüs ağrısı olmadan her iki kolda veya sadece sol ya bile sağ kolda öte ve uyuşma belirtileriyle dahi karşımıza çıkabiliyor. Ağrı ve uyuşma genellikle sol kolda gelişiyor. Bunun nedeni ise kalp ile ilişkili olan sinirlerin tıpkısı zamanda sol kol ile dahi irtibatlı olması. Omuz ve sırt ağrısı bile kollarda başlayan ağrıya eklenebiliyor. Bu belirtilerin şişe fıtığı hastalığında olanlarla nitelik olduğu için önemsenmeyebildiğini ifade fail Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Görmez, kol, omuz veya sırt bölgesinde ani başlayan ve 20 dakikadan uzun süren öte ve uyuşma hissi gibi şikayetlerin asla ihmal edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor.

Kalp krizi, hastaların yaklaşık yüzde 20-30’unda tipik tek göğüs ağrısı şikayeti olmadan mide yanması, hazımsızlık, bulantı, kusma, köşe ağrısı, kol uyuşması, baygınlık, hafakan hissi gibi sinsi belirtilerle gelişebiliyor. Reflü, gastrit, safra kesesi iltihabı veya şişe fıtığı gibi farklı hastalıklarda görülen belirtilerle seyredebildiği için hastalar hekime başvurmayı ihmal edebiliyor.

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Görmez, yerde nedenle hiçbir yakınması olmasa da erkeklerin 40 yaşından, kadınların ise 50 yaşından itibaren her yıl kardiyovasküler risk faktörleri yönünden tetkik edilmeleri gerektiğini belirterek, “Öncelikli amacımız kalp krizini önlemek. Tütün kullanımı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, sağlıksız arıcı, obezite ve hareketsiz yaşam gibi değiştirilebilir risk faktörlerine karşı önlem alarak kalp krizi riskini yüzde 90 gibi oldukça yüksek tek oranda önleyebiliyoruz. Her yıl yapılan rutin tetkikler hayat kurtardığı için asla ihmal edilmemelidir.” debba.


Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.