fator
New member
En pahalı kremlerin çözemediği egzamayı doğal yoldan bitiriyor!
Latince adı ‘Hypericum perforatum’ olan sarı kantaron bitkisi, ‘Hyperaceae’ familyasındandır. Dünyadaki ılıman ve tropik iklim bölgelerinde kendiliğinden yetişen sarı kantaron, sayı yıllık otsu tek yosun olarak bilinmektedir. Uzunluğu 70-90 santimetreye kadar kaynak yosun, sayı dallanan kökleri ile kendi familyasındaki bitkilerden ayrılmaktadır. Çiçekleri umbella olup, dalların ucunda bulunur. Sarı renkli balözülük 5 tane taç yaprağı, 5 tane kalça ve üç bağlanarak şeklinde erkek organlar (stamenler) bulunur. Sarı kantaron bitkisindeki etken maddenin yaklaşık % 90’ı, bitkilerin bölümündedir. Bunun için tamamlayıcı tıp alanında bitkinin bitkilerin bölümü kullanılmaktadır.
Türkiye’dahi 96, materyalizm 400 ve Avrupa’bile 10 türü olan sarı kantaron; Asya, Avrupa, Avustralya ve Amerika kıtasının tek bölümünde yetişmektedir. Türkiye’dahi ise başdu Ege Bölgesi ve Akdeniz olmak üzere iç bölgelerde dahi yetişmektedir. Dünyadaki sarı kantaron türünün 46’sı yetiştiği bölgenin iklimsel veya bölgenin yapısına göre şekillenmiştir. Yani endemik olan sarı kantaron, Batı Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’bile kendiliğinden yetişebilmektedir. Sarı kantaron bitkisi atlas ılıman ve tropikal bölgelerindeki yol kenarlarında, kesiksiz kenarlarında, kalkerli arazilerde, ormanlarda, akbalıkçıl ve sahillerde, kayalık bölgeler ile ekim yapılmamış arazilerde kendiliğinden yetişmektedir.
Türkiye’dahi 96, materyalizm 400 ve Avrupa’bile 10 türü olan sarı kantaron; Asya, Avrupa, Avustralya ve Amerika kıtasının tek bölümünde yetişmektedir. Türkiye’dahi ise başdu Ege Bölgesi ve Akdeniz olmak üzere iç bölgelerde dahi yetişmektedir. Dünyadaki sarı kantaron türünün 46’sı yetiştiği bölgenin iklimsel veya bölgenin yapısına göre şekillenmiştir. Yani endemik olan sarı kantaron, Batı Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’bile kendiliğinden yetişebilmektedir. Sarı kantaron bitkisi atlas ılıman ve tropikal bölgelerindeki yol kenarlarında, kesiksiz kenarlarında, kalkerli arazilerde, ormanlarda, akbalıkçıl ve sahillerde, kayalık bölgeler ile ekim yapılmamış arazilerde kendiliğinden yetişmektedir.
Yapılan lâborant sarı kantaron yağının güneş yanıkları, yaralar, formaları üzerindeki yüzeysel morluklara iyi geldiği belirlenmiştir. Ayrıca ülser gibi mide ahşa sorunlarında bile kullanılmaktadır. Naftodiantronlar (hiperisin) ve fluroglisinoller gibi antioksidan, antienflamatuar, antikanser ve antimikrobiyal içermesi nedeniyle sarı kantaronun yara iyileştirici ve öte kesici etkisi dahi bulunmaktadır. Özellikle piyasada satılan preparatlarının ise siyatiğe ve zehirli hayvan ısırıklarına iyi geldiği söylenmektedir. Tarihsel süreçte ise Eski Yunan ve Roma dönemlerine ilgili kaynaklarda sarı kantaron, akciğer, mide, ahşa, sakatat ve idrar yollarının kronik hastalıklarında, gece idrarını kaçıran ayakçak tedavisinde ve antimikrobiyel olarak kullanılmıştır. Özellikle yatalak hastalarda oluşan tabı yaralarının tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir.
Antik çağlardan günümüze kadar sarı kantaron, nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Halk arasında başarısı, hidrofobi, menopoz, hipokondriyazis, nevralji, koksalji, tetani, paraliz ve spatik paraliz ile şişe tutulması, omurilik hastalıkları, spinal konvülziyon, spinal irritasyon gibi bazen nörolojik rahatsızlıklarda bile kullanıldığı bilinmektedir. Türkiye’dahi ise türlü hastalıklara karşı etnomedikal kullanımı söz konusu olsa bile, ağır hastalıkların tedavisinde kullanılmaması gerekir. Özellikle kanser hastalarını hayatta tutacak esas tedaviyi öteleyen yerde tür albümin kullanılması sayı etik değildir.
Ülkemizde halk arasında yüzyıllardır soğuk algınlığına, şeker hastalığına, ülsere, mide ve ahşa rahatsızlıklarına, karaciğere, sarılığa ve safra kanalı sorunlarına karşı kullanılmaktadır. Ayrıca bitkinin %1’lik infüzyonundan hazırlanan karışımları kullananlarda ahşa parazitlerinin düştüğü tespit edilmiştir. Sarı kantaron yağı kilo vermeye yardımcı olmakta, bunun için dahi idrar söktürücü özelliğinden faydalanılmaktadır. Her gün muayyen miktarda kullanılması gerekmektedir. Ancak uzun süreli kullanımının uygun olmadığı belirlenmiştir. Bağırsak sorunlarına iyi gelen sarı kantaron yağı kabızlığın giderilmesinde etkilidir.
Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.
Latince adı ‘Hypericum perforatum’ olan sarı kantaron bitkisi, ‘Hyperaceae’ familyasındandır. Dünyadaki ılıman ve tropik iklim bölgelerinde kendiliğinden yetişen sarı kantaron, sayı yıllık otsu tek yosun olarak bilinmektedir. Uzunluğu 70-90 santimetreye kadar kaynak yosun, sayı dallanan kökleri ile kendi familyasındaki bitkilerden ayrılmaktadır. Çiçekleri umbella olup, dalların ucunda bulunur. Sarı renkli balözülük 5 tane taç yaprağı, 5 tane kalça ve üç bağlanarak şeklinde erkek organlar (stamenler) bulunur. Sarı kantaron bitkisindeki etken maddenin yaklaşık % 90’ı, bitkilerin bölümündedir. Bunun için tamamlayıcı tıp alanında bitkinin bitkilerin bölümü kullanılmaktadır.
Türkiye’dahi 96, materyalizm 400 ve Avrupa’bile 10 türü olan sarı kantaron; Asya, Avrupa, Avustralya ve Amerika kıtasının tek bölümünde yetişmektedir. Türkiye’dahi ise başdu Ege Bölgesi ve Akdeniz olmak üzere iç bölgelerde dahi yetişmektedir. Dünyadaki sarı kantaron türünün 46’sı yetiştiği bölgenin iklimsel veya bölgenin yapısına göre şekillenmiştir. Yani endemik olan sarı kantaron, Batı Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’bile kendiliğinden yetişebilmektedir. Sarı kantaron bitkisi atlas ılıman ve tropikal bölgelerindeki yol kenarlarında, kesiksiz kenarlarında, kalkerli arazilerde, ormanlarda, akbalıkçıl ve sahillerde, kayalık bölgeler ile ekim yapılmamış arazilerde kendiliğinden yetişmektedir.
Türkiye’dahi 96, materyalizm 400 ve Avrupa’bile 10 türü olan sarı kantaron; Asya, Avrupa, Avustralya ve Amerika kıtasının tek bölümünde yetişmektedir. Türkiye’dahi ise başdu Ege Bölgesi ve Akdeniz olmak üzere iç bölgelerde dahi yetişmektedir. Dünyadaki sarı kantaron türünün 46’sı yetiştiği bölgenin iklimsel veya bölgenin yapısına göre şekillenmiştir. Yani endemik olan sarı kantaron, Batı Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’bile kendiliğinden yetişebilmektedir. Sarı kantaron bitkisi atlas ılıman ve tropikal bölgelerindeki yol kenarlarında, kesiksiz kenarlarında, kalkerli arazilerde, ormanlarda, akbalıkçıl ve sahillerde, kayalık bölgeler ile ekim yapılmamış arazilerde kendiliğinden yetişmektedir.
Yapılan lâborant sarı kantaron yağının güneş yanıkları, yaralar, formaları üzerindeki yüzeysel morluklara iyi geldiği belirlenmiştir. Ayrıca ülser gibi mide ahşa sorunlarında bile kullanılmaktadır. Naftodiantronlar (hiperisin) ve fluroglisinoller gibi antioksidan, antienflamatuar, antikanser ve antimikrobiyal içermesi nedeniyle sarı kantaronun yara iyileştirici ve öte kesici etkisi dahi bulunmaktadır. Özellikle piyasada satılan preparatlarının ise siyatiğe ve zehirli hayvan ısırıklarına iyi geldiği söylenmektedir. Tarihsel süreçte ise Eski Yunan ve Roma dönemlerine ilgili kaynaklarda sarı kantaron, akciğer, mide, ahşa, sakatat ve idrar yollarının kronik hastalıklarında, gece idrarını kaçıran ayakçak tedavisinde ve antimikrobiyel olarak kullanılmıştır. Özellikle yatalak hastalarda oluşan tabı yaralarının tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir.
Antik çağlardan günümüze kadar sarı kantaron, nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Halk arasında başarısı, hidrofobi, menopoz, hipokondriyazis, nevralji, koksalji, tetani, paraliz ve spatik paraliz ile şişe tutulması, omurilik hastalıkları, spinal konvülziyon, spinal irritasyon gibi bazen nörolojik rahatsızlıklarda bile kullanıldığı bilinmektedir. Türkiye’dahi ise türlü hastalıklara karşı etnomedikal kullanımı söz konusu olsa bile, ağır hastalıkların tedavisinde kullanılmaması gerekir. Özellikle kanser hastalarını hayatta tutacak esas tedaviyi öteleyen yerde tür albümin kullanılması sayı etik değildir.
Ülkemizde halk arasında yüzyıllardır soğuk algınlığına, şeker hastalığına, ülsere, mide ve ahşa rahatsızlıklarına, karaciğere, sarılığa ve safra kanalı sorunlarına karşı kullanılmaktadır. Ayrıca bitkinin %1’lik infüzyonundan hazırlanan karışımları kullananlarda ahşa parazitlerinin düştüğü tespit edilmiştir. Sarı kantaron yağı kilo vermeye yardımcı olmakta, bunun için dahi idrar söktürücü özelliğinden faydalanılmaktadır. Her gün muayyen miktarda kullanılması gerekmektedir. Ancak uzun süreli kullanımının uygun olmadığı belirlenmiştir. Bağırsak sorunlarına iyi gelen sarı kantaron yağı kabızlığın giderilmesinde etkilidir.
Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.