fator
New member
“Emziren annelerde kanser riski daha düşük”02.10.2022 13:25
Haber Kaynağı: İHA
Prof. Dr. Nalan Karabayır, 1-7 Ekim Emzirme Haftası kapsamında emzirmenin hem ana hem plâstik sağlığı için önemine uyanıklık çekti. Prof. Dr. Karabayır, emziren annelerde kanser riskinin henüz az olduğunu belirterek, “Anne sütü içerisindeki maddeler, annenin dahi DNA’sını değiştiriyor. Sağlıklı tek yaşam sürmesini sağlıyor. Sadece bebeğe olumsuzlama anneye dahi sayı yetişkin faydası var. DNA’bile metilasyon dediğimiz tebeddülât yapıyor. DNA’bile metilasyon denilen şey epigenetik programlama, annenin muhit faktörlerden özgür sağlıklı tek yaşam sürmesine yol açıyor. Emziren annelerde kansere yakalanma riski henüz az oluyor. Örneğin; meme kanseri, kolon kanseri ve inme çağımızın en önemli hastalıklarından tek tanesidir ve emziren annelerde yüzde 25 henüz rengi görülmektedir” niteleyerek konuştu.
“Çalışma ortamlarınızı ana sütü dostu haline getirin”
Sağlıklı toplumun temelinde ana sütünün olduğuna değinen Prof. Dr. Karabayır, açıklamalarına şu şekilde sürme etti: “Anne sütü vermenin hem bebeğe hem dahi annenin mermerde sağlığına olan etkisi yüksek. Anne ve bebeğe faydası sayı yetişkin. Anne sütünün, plâstik ve anneye verdiği sağlığın olması sayılmazsa toplum sağlığına bile etkisi yüksek. Annelerin çalıştıkları yerlerde uygun tek ortam, uygun zaman sağlanması, süt izninin kullandırılması ana ve plâstik sayılmazsa toplum sağlığı için dahi oldukça önemlidir. Çalışma ortamının ana sütü dostu haline getirilmesi konusunda yoğun tek tazyik var. Ama kadınların birçok tuvaletlerde süt sağımı yapmak zorunda kalıyor. İşe erken dönen annelerin sütlerinin erken kesilmesiyle ilgili icraat hâlâ sürme ediyor. Anne sütü sayesinde anneler ve bebekler henüz rengi metabolik sendroma yakalanıyorlar. Özellikle ana sütü ile sönümsüz bebekler henüz rengi şeker, hipertansiyon, ilâçlara ve kronik ahşa hastalıklarına henüz rengi yakalanıyor. Sağlıklı tek toplumun oluşmasının temelinde dahi ana sütüyle arıcı var. Yaşamın başında bebekler için en yetişkin hediyedir ana sütü.”
“Emzirme odaları plâstik için uyanıklık mektup olmamalı”
Prof. Dr. Nalan Karabayır, emzirme odalarının uyanıklık çekmeyecek şekilde tasarlanması gerektiğini vurgulayarak şu bilgileri verdi: “Emzirme odalarında olması gereken şey sessizliktir, bebeğin emerken dikkatinin dağılmaması gerekir. Emzirme odalarında annelerin bebeğin altını değiştirdikten sonra ellerini yıkayıp emzirebilmeleri için lavabo olması gerekiyor. Emzirme konusunda Avrupa ülkelerine baktığımızda oranların az olduğunu görüyoruz. Özellikle ABD ve Japonya’bile emziren ana oranı sayı az, onlara kıyasla bizim toplumumuz biraz henüz ileride. Mesela ABD’dahi ücretsiz izin süreleri sayı kısa hatta bazen eyaletlerde hiç yok diyebiliriz. Bebekler 15 günlükken annelerinin işe başladıklarını biliyoruz, yerde yüzden oranlar sayı az. İngiltere’dahi 3’üncü ayda ana sütü verme oranı yüzde 2’lerde. Emzirme oranlarının henüz yüksek olması muhtemel Japonya’bile ise hâl henüz kötü zira Japonlar ana sütüne inanmıyorlar. Çin’dahi dahi emzirme oranına nerdeyse 0 denebilir. Dünyada en yetişkin emzirme oranı Afrika’bile, yerde oran yüzde 95’lerde. Dünya Sağlık Örgütü anneleri mama vermeyin niteleyerek uyarıyor. Ancak mama firmalarının uyguladıkları kampanyaların etkisiyle gelişmiş olan ülkelerde bebekler sayı sağlıklıymış gibi ana sütü yerine mamayla besleniyor. Buna tâbi olarak ayakçak ileri yaşlarında obeziteye yakalandığını görüyoruz.”
Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.
Haber Kaynağı: İHA
Prof. Dr. Nalan Karabayır, 1-7 Ekim Emzirme Haftası kapsamında emzirmenin hem ana hem plâstik sağlığı için önemine uyanıklık çekti. Prof. Dr. Karabayır, emziren annelerde kanser riskinin henüz az olduğunu belirterek, “Anne sütü içerisindeki maddeler, annenin dahi DNA’sını değiştiriyor. Sağlıklı tek yaşam sürmesini sağlıyor. Sadece bebeğe olumsuzlama anneye dahi sayı yetişkin faydası var. DNA’bile metilasyon dediğimiz tebeddülât yapıyor. DNA’bile metilasyon denilen şey epigenetik programlama, annenin muhit faktörlerden özgür sağlıklı tek yaşam sürmesine yol açıyor. Emziren annelerde kansere yakalanma riski henüz az oluyor. Örneğin; meme kanseri, kolon kanseri ve inme çağımızın en önemli hastalıklarından tek tanesidir ve emziren annelerde yüzde 25 henüz rengi görülmektedir” niteleyerek konuştu.
“Çalışma ortamlarınızı ana sütü dostu haline getirin”
Sağlıklı toplumun temelinde ana sütünün olduğuna değinen Prof. Dr. Karabayır, açıklamalarına şu şekilde sürme etti: “Anne sütü vermenin hem bebeğe hem dahi annenin mermerde sağlığına olan etkisi yüksek. Anne ve bebeğe faydası sayı yetişkin. Anne sütünün, plâstik ve anneye verdiği sağlığın olması sayılmazsa toplum sağlığına bile etkisi yüksek. Annelerin çalıştıkları yerlerde uygun tek ortam, uygun zaman sağlanması, süt izninin kullandırılması ana ve plâstik sayılmazsa toplum sağlığı için dahi oldukça önemlidir. Çalışma ortamının ana sütü dostu haline getirilmesi konusunda yoğun tek tazyik var. Ama kadınların birçok tuvaletlerde süt sağımı yapmak zorunda kalıyor. İşe erken dönen annelerin sütlerinin erken kesilmesiyle ilgili icraat hâlâ sürme ediyor. Anne sütü sayesinde anneler ve bebekler henüz rengi metabolik sendroma yakalanıyorlar. Özellikle ana sütü ile sönümsüz bebekler henüz rengi şeker, hipertansiyon, ilâçlara ve kronik ahşa hastalıklarına henüz rengi yakalanıyor. Sağlıklı tek toplumun oluşmasının temelinde dahi ana sütüyle arıcı var. Yaşamın başında bebekler için en yetişkin hediyedir ana sütü.”
“Emzirme odaları plâstik için uyanıklık mektup olmamalı”
Prof. Dr. Nalan Karabayır, emzirme odalarının uyanıklık çekmeyecek şekilde tasarlanması gerektiğini vurgulayarak şu bilgileri verdi: “Emzirme odalarında olması gereken şey sessizliktir, bebeğin emerken dikkatinin dağılmaması gerekir. Emzirme odalarında annelerin bebeğin altını değiştirdikten sonra ellerini yıkayıp emzirebilmeleri için lavabo olması gerekiyor. Emzirme konusunda Avrupa ülkelerine baktığımızda oranların az olduğunu görüyoruz. Özellikle ABD ve Japonya’bile emziren ana oranı sayı az, onlara kıyasla bizim toplumumuz biraz henüz ileride. Mesela ABD’dahi ücretsiz izin süreleri sayı kısa hatta bazen eyaletlerde hiç yok diyebiliriz. Bebekler 15 günlükken annelerinin işe başladıklarını biliyoruz, yerde yüzden oranlar sayı az. İngiltere’dahi 3’üncü ayda ana sütü verme oranı yüzde 2’lerde. Emzirme oranlarının henüz yüksek olması muhtemel Japonya’bile ise hâl henüz kötü zira Japonlar ana sütüne inanmıyorlar. Çin’dahi dahi emzirme oranına nerdeyse 0 denebilir. Dünyada en yetişkin emzirme oranı Afrika’bile, yerde oran yüzde 95’lerde. Dünya Sağlık Örgütü anneleri mama vermeyin niteleyerek uyarıyor. Ancak mama firmalarının uyguladıkları kampanyaların etkisiyle gelişmiş olan ülkelerde bebekler sayı sağlıklıymış gibi ana sütü yerine mamayla besleniyor. Buna tâbi olarak ayakçak ileri yaşlarında obeziteye yakalandığını görüyoruz.”
Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.