fator
New member
Uzman isimden uyarı: Kemik erimesi kadınlarda daha sık görülüyor20.10.2022 16:17
Haber Kaynağı: İHA
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm. Dr. Nurten Korkmaz, osteoporoz hastalığına ilişkin bilgiler verdi. Uzm. Dr. Korkmaz, osteoporoz hastalığı ve bu tâbi komplikasyonların hem bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini hem dahi ülkelerin ekonomileri üzerine ciddi tek yük oluşturduğunu söyledi.
Uzm. Dr. Korkmaz, “Osteoporoz (Kemik erimesi); az kemik kütlesi ve kemik dokusunun mikro yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık riskinin artması ile karakterize sistemik tek kemik hastalığıdır. Kırık oluşana kadar sessiz tek hastalık olarak bile kalabilen osteoporozda, erken tanı ile özürlülük ve ölümü kırmak mümkündür” dedi.
“Kemik erimesi sessiz tek hastalıktır”
Kemik erimesine tâbi komplikasyonların erken tanı ve tedavisinin giderek önem kazanacağı söyleyen Uzm. Dr. Korkmaz, “Dünyada 200 milyonu sayı kadında osteoporoz görülmektedir. Genellikle menopoz sonrası kadınları etkilediği bilindik osteoporoz erkekleri dahi etkilemektedir. Osteoporoz, kadınların yüzde 30-50’si, erkeklerin dahi yüzde 15-30’unda görülmektedir. Etnik gruplara göre sayı farklılık göstermeyen osteoporozun Avrupalılar ve Kuzey Amerikalılarda görülme oranı yüzde 10-15 iken Asyalılarda prevelansı henüz yüksektir. Vücut boyutu dikkate alındığında erkeklerin kemikleri kadınlara göre henüz iri ve güçlüdür. Bu nedenle erkeklerde henüz rengi kırık görülür. Kemik gücü sadece kemik mineral yoğunluğuna tâbi değildir. Kemiğin boyutu, kalitesi ve başka bileşenleri dahi önemlidir” ifadelerini kullandı.
Uzm. Dr. Korkmaz; kemik erimesinde kırıklara neden olan en önemli etkenin kemik mineral yoğunluğu olduğunu belirterek; kas zayıflığı, düşme-travma durumlarının bile başka önemli etkenler arasında yer aldığını aktardı. Uzm. Dr. Korkmaz, “Kemik erimesi oluşumunda genetik faktörler ve çevresel etkilerin beraberce rol oynadığı sayı faktörlü hastalıklar grubunda kabul edilmektedir. Çok faktörlü hastalıklarda, populasyonlarda kantitatif fenotip değişimleri, genotipin çevreyle etkileşimiyle ortaya çıkmaktadır” dedi.
“Kırıklar semptom göstermiyor”
Osteoporozun en önemli klinik bulgusu olan kırıkların sıklıkla omurlarda, kalçada ve ön kolda olduğunu tamlayan Uzm. Dr. Korkmaz, “Omurga kırıkları ekseriyetle semptomsuz oldukları için vasıtasız grafilerde tesadüfen saptanırlar. Genellikle spontan olarak ya bile hapşırma, öksürme gibi göğüs içi basıncı zait az enerjili tek travma sonucu meydana gelirler. Kırıklar, bazen hastalarda sırt ve malûmat ağrısının yanı sıra soyut kısalma ve kambur postür bozukluğuna bile neden olabilir. Kemik erimesine tâbi kamburluk (kifoz), skolyoz hastalarında olduğu gibi, göğüs kafesinde bazen değişikler oluşturarak solunum fonksiyon bozukluğuna yol açması ihtimaldir. Dünya Sağlık Örgütü; Osteoporoz’u ilk olarak Tip I ve II olarak sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırmada Tip I normal süreçteki menopoz ile ilişkili, östrojen hormonunun eksikliğine tâbi olarak gelişen ve fazla süngerimsi kemik kaybı ile karakterize tek durumken, Tip II ilerleyen yaş ile ilişkili ve özellikle hariç kemikle beraberce süngerimsi kemiğin dahi etkilendiği, kalsiyum, D vitamini ve parathormon ile ilişkili mekanizmaların ön planda tutulduğu tek hâl olarak tanımlanmıştır” açıklamalarında bulundu.
“Risk faktörlerini göz ardı etmeyin”
Kemik erimesinin sınıflandırması alçak yatan nedene göre dahi yapıldığının altını çizen Uzm. Dr. Korkmaz, “Osteoporozun ortaya çıkmasına neden olabilecek tek neden bulunmuyorsa sırada osteoporoz, pulmoner (hiper tansiyon), endokrin, romatolojik, gastrointestinal ve kötü huylu hastalıklara, kullanılan ilaçlara ya bile immobilizasyon (hareketi sınırlandırılmış), bira, sigara gibi sınırlı nedenlere tâbi oluşuyorsa ikincil olarak tanımlanabilir. Klinisyenlerin en uygun tedaviyi seçiminin; hastanın medikal öyküsü, kırık varlığı, henüz önce uygulanan tedaviler, risk-yarar oranları, hastanın halen başka hastalıklarına yönelik olarak uygulanmakta olan tedavileri temel alınarak yapılıyor. Ülkemizde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzman hekimlerinin medikal tedavi tercihlerine bakıldığında hem sırada hem dahi ikincil kemik erimesi olan hastalarda öncelikli tedavi seçeneği olarak vitamin D ve kalsiyumun kullanılıyor.
Uzmanlardan kemik erimesinden korunma önerileri
Uzm. Dr. Korkmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Osteoporoz’bile ilaç tedavilerinin yanı sıra egzersizin dahi sayı önemi vardır. Özellikle yük verici egzersizlerden olan haftada anadut gün yarım saatlik yürüme sayı etkilidir. Bunun sayılmazsa sırtta kamburlaşmayı engelleyen postür egzersizleri dahi yapılmalıdır. Yine hafif ağırlıklarla kaslarda tonusu ve gücü arttıran güçlendirme egzersizler dahi osteoporozdan korumada etkilidir.”
Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.
Haber Kaynağı: İHA
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm. Dr. Nurten Korkmaz, osteoporoz hastalığına ilişkin bilgiler verdi. Uzm. Dr. Korkmaz, osteoporoz hastalığı ve bu tâbi komplikasyonların hem bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini hem dahi ülkelerin ekonomileri üzerine ciddi tek yük oluşturduğunu söyledi.
Uzm. Dr. Korkmaz, “Osteoporoz (Kemik erimesi); az kemik kütlesi ve kemik dokusunun mikro yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık riskinin artması ile karakterize sistemik tek kemik hastalığıdır. Kırık oluşana kadar sessiz tek hastalık olarak bile kalabilen osteoporozda, erken tanı ile özürlülük ve ölümü kırmak mümkündür” dedi.
“Kemik erimesi sessiz tek hastalıktır”
Kemik erimesine tâbi komplikasyonların erken tanı ve tedavisinin giderek önem kazanacağı söyleyen Uzm. Dr. Korkmaz, “Dünyada 200 milyonu sayı kadında osteoporoz görülmektedir. Genellikle menopoz sonrası kadınları etkilediği bilindik osteoporoz erkekleri dahi etkilemektedir. Osteoporoz, kadınların yüzde 30-50’si, erkeklerin dahi yüzde 15-30’unda görülmektedir. Etnik gruplara göre sayı farklılık göstermeyen osteoporozun Avrupalılar ve Kuzey Amerikalılarda görülme oranı yüzde 10-15 iken Asyalılarda prevelansı henüz yüksektir. Vücut boyutu dikkate alındığında erkeklerin kemikleri kadınlara göre henüz iri ve güçlüdür. Bu nedenle erkeklerde henüz rengi kırık görülür. Kemik gücü sadece kemik mineral yoğunluğuna tâbi değildir. Kemiğin boyutu, kalitesi ve başka bileşenleri dahi önemlidir” ifadelerini kullandı.
Uzm. Dr. Korkmaz; kemik erimesinde kırıklara neden olan en önemli etkenin kemik mineral yoğunluğu olduğunu belirterek; kas zayıflığı, düşme-travma durumlarının bile başka önemli etkenler arasında yer aldığını aktardı. Uzm. Dr. Korkmaz, “Kemik erimesi oluşumunda genetik faktörler ve çevresel etkilerin beraberce rol oynadığı sayı faktörlü hastalıklar grubunda kabul edilmektedir. Çok faktörlü hastalıklarda, populasyonlarda kantitatif fenotip değişimleri, genotipin çevreyle etkileşimiyle ortaya çıkmaktadır” dedi.
“Kırıklar semptom göstermiyor”
Osteoporozun en önemli klinik bulgusu olan kırıkların sıklıkla omurlarda, kalçada ve ön kolda olduğunu tamlayan Uzm. Dr. Korkmaz, “Omurga kırıkları ekseriyetle semptomsuz oldukları için vasıtasız grafilerde tesadüfen saptanırlar. Genellikle spontan olarak ya bile hapşırma, öksürme gibi göğüs içi basıncı zait az enerjili tek travma sonucu meydana gelirler. Kırıklar, bazen hastalarda sırt ve malûmat ağrısının yanı sıra soyut kısalma ve kambur postür bozukluğuna bile neden olabilir. Kemik erimesine tâbi kamburluk (kifoz), skolyoz hastalarında olduğu gibi, göğüs kafesinde bazen değişikler oluşturarak solunum fonksiyon bozukluğuna yol açması ihtimaldir. Dünya Sağlık Örgütü; Osteoporoz’u ilk olarak Tip I ve II olarak sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırmada Tip I normal süreçteki menopoz ile ilişkili, östrojen hormonunun eksikliğine tâbi olarak gelişen ve fazla süngerimsi kemik kaybı ile karakterize tek durumken, Tip II ilerleyen yaş ile ilişkili ve özellikle hariç kemikle beraberce süngerimsi kemiğin dahi etkilendiği, kalsiyum, D vitamini ve parathormon ile ilişkili mekanizmaların ön planda tutulduğu tek hâl olarak tanımlanmıştır” açıklamalarında bulundu.
“Risk faktörlerini göz ardı etmeyin”
Kemik erimesinin sınıflandırması alçak yatan nedene göre dahi yapıldığının altını çizen Uzm. Dr. Korkmaz, “Osteoporozun ortaya çıkmasına neden olabilecek tek neden bulunmuyorsa sırada osteoporoz, pulmoner (hiper tansiyon), endokrin, romatolojik, gastrointestinal ve kötü huylu hastalıklara, kullanılan ilaçlara ya bile immobilizasyon (hareketi sınırlandırılmış), bira, sigara gibi sınırlı nedenlere tâbi oluşuyorsa ikincil olarak tanımlanabilir. Klinisyenlerin en uygun tedaviyi seçiminin; hastanın medikal öyküsü, kırık varlığı, henüz önce uygulanan tedaviler, risk-yarar oranları, hastanın halen başka hastalıklarına yönelik olarak uygulanmakta olan tedavileri temel alınarak yapılıyor. Ülkemizde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzman hekimlerinin medikal tedavi tercihlerine bakıldığında hem sırada hem dahi ikincil kemik erimesi olan hastalarda öncelikli tedavi seçeneği olarak vitamin D ve kalsiyumun kullanılıyor.
Uzmanlardan kemik erimesinden korunma önerileri
Uzm. Dr. Korkmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Osteoporoz’bile ilaç tedavilerinin yanı sıra egzersizin dahi sayı önemi vardır. Özellikle yük verici egzersizlerden olan haftada anadut gün yarım saatlik yürüme sayı etkilidir. Bunun sayılmazsa sırtta kamburlaşmayı engelleyen postür egzersizleri dahi yapılmalıdır. Yine hafif ağırlıklarla kaslarda tonusu ve gücü arttıran güçlendirme egzersizler dahi osteoporozdan korumada etkilidir.”
Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.