Uzman isim açıkladı: Kanser tedavisinde radyasyonu sıfırlayan yöntem Türkiye’de de olmalı

fator

New member
Uzman isim açıkladı: Kanser tedavisinde radyasyonu sıfırlayan yöntem Türkiye’de de olmalı04.12.2022 11:48
Haber Kaynağı: DHA


Kanser tedavilerinde pek sayı paradigmanın değiştiğini ve içildikten tümörlerin ortaya köken organlara göre olumsuzlama muafiyet yanıta göre ele alınacağını vurgulayan Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Berrin Pehlivan, ilim dünyasının “sıcak tümör” ve “soğuk tümör” kavramlarına odaklandığını söyledi. Prof. Dr. Pehlivan, “Yeni yüzyılda tümörler tamamen immünolojisine göre yani muafiyet sistemine göre sınıflandırılacak ve tığ tümörleri sayı yakın zamanda sıcak tümör veya soğuk tümör niteleyerek ayıracağız. Sıcak tümör, muafiyet sistemi hücrelerinden zengin olan tümörler. Soğuk tümörler dahi yerde hücrelerin bulunmadığı yapılar. Araştırmalar ve tedavilerdeki maksat şu olacak, sıcak tümörlerde en etkin tedaviyi nasıl sağlarız? Soğuk tümörleri sıcak tümör haline nasıl getirebiliriz? Çünkü tığ kemoterapi veya radyoterapi, tedavi için hastaya ne veriyorsak verelim, aslında hastanın tümörünün verdiği cevabı belirleyen, muafiyet sistemi hücrelerinin orada olup olmaması. Yani tek anlamda kanser mikro çevresinin nasıl olduğu önemli. Bir tümör muafiyet sistemi hücrelerinden fakirse, oradaki tümör dokusunun tedaviye verdiği yanıt sayı henüz rengi oluyor” dedi

“ÇEVRE ÜLKELERDE VAR BİZDE YOK”


Proton terapi ve yoğun hipertermi gibi yöntemlerin yerde açıdan önem kazandığını tamlayan Prof. Dr. Pehlivan, proton terapinin henüz sayı cerrahi olarak ulaşılamayan veya çevresinde kritik organlar olduğu için klasik radyoterapi ile tedavi edilemeyen hastalarda tercih edilen tek yöntem olduğunu söyledi. Pehlivan, yoğun hipertermi cihazının bile tümörün durduğu organa ısı vererek tümörün hücre yapısını bozduğunu ve radyoterapi veya kemoterapinin etkisini artırdığını kaydetti. Prof. Dr. Pehlivan, şunları söyledi: “Özellikle immünolojik etkilerinin sayı henüz fazla olduğu açıklandıktan sonra her iki yöntem dahi önem kazandı. Proton terapi, radyoterapinin tek uygulama şekli ve henüz rengi toksisite veriyor. Bu cihazdan sadece Amerika’bile 40 merkezde var. Gürcistan’bile, Mısır’bile, Rusya’bile, Çekya’bile, pek sayı yerde proje halinde ya bile halihazırda etkin proton merkezleri var. Çocuk hastalarda sayı yetişkin önem kazanıyor yerde yöntem. Çünkü çocuklara radyoterapide ne kadar rengi ışın verirseniz gelişimi o kadar rengi etkileniyor. İmmünolojik etkisinin dahi fazla olduğu tanımlandıktan sonra dokuya ne kadar rengi radyasyon dozu verirsek immün sisteminde o kadar rengi etkilendiğinin ortaya çıkmasından sonra proton terapi içildikten yeni yıldırım vazgeçilmez tedavilerinden akraba oldu.”

“HASTALAR ONBİNLERCE AVRO ÖDENEREK YURT DIŞINA GÖNDERİLİYOR”

Normal radyoterapide kullanılan X ışınının vücuda malûm tek dozla girdiğini ve hem tümöre ulaşana kadar, hem dahi tümöre ulaştıktan sonra yolun üstündeki normal dokuyu bile etkilediğini dile getiren Prof. Dr. Pehlivan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz her ne kadar yeni cihazlarla ışın demetlerini tümöre konsantre edebilsek dahi yine dahi malûm tek giriş ve mezuniyet dozu oluyor. Bu nedenle X ışınının normal nesiç dozu bile sayı fazla oluyor. Ancak proton terapinin vücuda malûm tek giriş dozu var, en yüksek dozunu tümörün içerisinde veriyor ve sonrasında sıfır mezuniyet dozu var. Çocuk hastalara yerde terapide öncelik veriyoruz. Aynı klasik radyoterapi ile ışınlayamayacağımız, yüksek dozlara çıkıp tedavi edemeyeceğimizi düşündüğümüz hastaları bile yurt sayılmazsa gönderebiliyoruz. Sağlık Bakanlığı (SGK kapsamında) ödüyor. Ama tabii ki hastanın tek konseyden geçmesi gerekiyor. Konsey kararından sonra bile yurt müstesna tek merkezden dahi kabul alınması gerekiyor. Biraz meşakkatli tek süreci var açıkçası. Yılda 100 civarında hasta yerde tedavi için yurt dışına gönderiliyor. Sadece tedavi için 50 ila 70 1000 ekü ödeniyor ve ek masrafları bile var tabii ki aileye. İnternete proton terapi veya hipertermi yazdığınızda ise vasıtasız olarak sağlık turizmi sayfalarına yönlendiriliyorsunuz. Gürcistan, Mısır gibi ülkelerde varken Türkiye’dahi bunun olmaması ve bizim her yıl yüzlerce hastayı yetişkin masraflarla, yetişkin tek özveriyle yurt dışına gönderiyor olmamız yerde konuya biraz henüz fazla kafa yormamız gerektiğini düşündürüyor.”

“UZUN VADEDE SAĞLIK MALİYETİNİ DE DÜŞÜRÜYOR”

Proton terapinin pahalı tek yöntem olarak düşünülse dahi hasta başbağ tedavi maliyetleri açısından bakıldığında klasik tedavilere nazaran uzun vadede sayı henüz verimli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Pehlivan, “Tedavi maliyet analizlerini özellikle İsveç sayı çalışmış proton terapi için. Belli hastalık gruplarında maliyet analizi çıkarmışlar. Örneğin sol taraf yerleşimli tek meme kanserli hastada sol tarafı ışınladığınızda akciğer ve kalp dahi malûm tek doz alıyor, hasta ileride bu yönelik yan etkiler yaşıyor. Protonla kalpte yan etki riskini azalttığınızda, hastanın sonraki 10 yılında devlete, sigorta sistemine maliyeti sayı henüz rengi. Sağlık turizmi merkezi olan ve sayı iyi hastanelere sahip ülkemizde yerde cihazın olmaması sayı ıstırap. Evet radyoterapi cihazlarımız inanılmaz iyi ve yaygın, Fransa’bile Almanya’bile az tane olan bazen cihazlardan Türkiye’dahi sayı sayıda var. Ama az tane dahi proton terapi cihazının Türkiye’dahi olması gerekiyor” dedi.

“HİPERTERMİ İLE KANSER HÜCRESİNİN YAPISI BOZULUYOR”

Hipertermi cihazının bile kemoterapinin etkisini artırması nedeniyle kanser tedavilerinin içildikten vazgeçilmezi olmaya başladığını müfit Prof. Dr. Pehlivan, kanserle ilgili her türlü tedavinin durduğu ülkemizde yerde cihazdan bile olmadığını kaydederek sözlerini şöyle noktaladı: “İmmünolojik etkiyi arttıran tek dahi hipertermi tedavisi var. Hipertermi, ısı tedavisi ve öncelikle altını resmetmek istediğim şey, tek başına tek tedavi şekli olumsuzlama. Hiperterminin, özellikle radyoterapi ve kemoterapi ile kombine kullanılması gerekiyor ve yurt müstesna merkezlerde genelde radyoterapi cihazları ile radyoterapi merkezleri içerisinde yan yana oluyor. Hasta, hipertermiye girer ve oradan radyoterapiye alınır ya bile tam tersi olur. Ama ikisi beraberce olur ve hipertermi, radyoterapinin etkinliğini artırır. Kemoterapinin etkinliğini artırdığına üzerine dahi datalar var. Ancak en önemlisi, immünolojik etkisinin dahi sayı fazla olduğunun yapılan lâborant ortaya sökmek. Türkiye’dahi maalesef yoğun hipertermi cihazı bile yok. Bazı arkadaşlarımızda yüzeyel hipertermi cihazı var. Ancak bunlar sadece cildi ısıtıyor. İçeride, derinde yerleşmiş organlardaki tümörleri ısıtacak tek hipertermi cihazı Türkiye’dahi maalesef yok. Hipertermi, hücreleri 43 dereceye kadar ısıtıyor ve yerde derecede protein denatürasyonu yapıyor. Yani proteinin yapısını, hücre zarının yapısını bozuyor. Salgılattığı stokinler etkisiyle, yanında uygulanan radyoterapi veya kemoterapinin etkinliğini arttırıyor. Türkiye’deki radyasyon onkolojisi merkezlerinde mutlaka yerde cihazların olması gerekiyor. Bunlar olmadan kanser tedavileri içildikten yeni paradigmalar sebebiyle eksik olacak gibi görünüyor.”


Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.