Bengu
New member
Üstüne Üstün Ne Demek? Bir Hikâyenin Kalbine Yolculuk
Sevgili forumdaşlar,
Hepinizin içinde biriktirdiği duygular vardır, bazen anlatmaya kelimeler yetmez. Ama işte bazen bir deyim, bir ifade insanın hayatına dokunur, kalbine ağır bir yük gibi çöker. Bugün sizlerle “üstüne üstün” ifadesinin anlamını bir hikâye üzerinden paylaşmak istiyorum. Çünkü bu ifade yalnızca dilimizde değil, hayatımızın içinde de ağır bir taş gibi durur.
Bir Kasabanın Hikâyesi
Küçük bir kasabada yaşayan Mehmet, stratejik düşünceleriyle bilinen, çözüm odaklı bir adamdı. Onun için hayat, hamlelerin dikkatle hesaplandığı bir satranç tahtasıydı. İşler kötüye gittiğinde “çözüm bulmak” onun doğasıydı. Yanında ise eşi Elif vardı. Elif, kalbinin derinliğiyle insanları dinleyen, empatisiyle her yaraya merhem olmaya çalışan bir kadındı.
Bir gün kasabayı sert bir fırtına vurdu. Çatılar uçtu, evlerin camları kırıldı, sokaklar suyla doldu. Mehmet hemen bir plan yaptı: “Şunu yaparsak bu zararları toparlarız, şöyle bir yöntemle herkes evine döner,” dedi. Oysa Elif, gözleri yaşlı komşularını kucaklıyor, “Üzülme, ben buradayım,” diyordu.
Kasabanın yaraları sarılmaya çalışılırken Mehmet’in işleri daha da karıştı. Fırtına evini de vurmuştu. Elif’in annesi hastalanmış, üstüne bir de kasabanın borç yükü artmıştı. İşte o noktada herkesin dilinde aynı ifade yankılandı:
“Üstüne üstün, bir de bunlar çıktı!”
Üstüne Üstün: Hayatın Yükleri
“Üstüne üstün” demek, zaten zor olan bir şeyin daha da ağırlaşmasıdır. Düşünsenize; bir yandan kasaba fırtınayla boğuşurken, diğer yandan Mehmet’in kendi evi zarar görmüş, bir de Elif’in annesi hastalanmıştı. Bu durum, zaten dolu olan bir bardağa son damlanın düşmesi gibiydi. İnsan bazen “Daha ne olabilir ki?” derken hayat ona cevabını verir: “Üstüne üstün, işte bu da var!”
Mehmet bu süreçte planlarını yaparken bile derin bir umutsuzluk hissetti. Satranç taşları darmadağın olmuştu. Elif ise annesinin yatağının başında dua ederken, komşularına sıcak çorba dağıtmayı ihmal etmedi.
Kadın ve Erkek Yaklaşımı
Mehmet’in çözüm arayışı, onun hayatta kalma refleksiydi. Erkekler genellikle böyle yapar; sorun büyüdükçe çözüm üretmeye odaklanırlar. “Bir yol bulmalıyım,” derler. Elif ise empatisini daha da büyütmüştü. Kadınların dünyası ilişkilerden ibarettir; birinin acısını paylaşmak, aslında onun yükünü hafifletmekti. Elif’in “Üzülme, yanındayım,” sözleri, Mehmet’in çizdiği onlarca plan kadar güçlüydü.
Burada asıl mesele şuydu: hayat bazen “üstüne üstün” getirirken, insanın kendi doğasındaki yaklaşım ortaya çıkıyordu. Erkek, aklıyla yük taşır; kadın, kalbiyle omuz verir.
Kasabanın Yeniden Doğuşu
Zaman geçti, kasaba yavaş yavaş ayağa kalktı. Mehmet’in planlarıyla evler onarıldı, sokaklar temizlendi. Elif’in merhametiyle insanlar yeniden gülümsedi. Elif’in annesi iyileştiğinde herkes derin bir nefes aldı.
Ama kasaba halkı o gün şunu hiç unutmadı: “Üstüne üstün” denen şey, sadece zorlukları değil, aynı zamanda dayanışmayı da ortaya çıkarır. Çünkü insan üstüne yük bindikçe, yanındaki ellerin değerini daha çok anlar.
Deyimin Kalpten Yankısı
Sevgili forumdaşlar, “üstüne üstün” demek sadece kelime oyunu değildir. Hayatımızda hepimizin yaşadığı bir gerçeğin özeti gibidir. Bir derdin üstüne başka bir dert gelince içimizden derin bir of çekeriz. Ama o anda biri yanımızda olup da “Yalnız değilsin,” dediğinde, o yük biraz olsun hafifler.
Bu hikâyede gördüğünüz gibi, Mehmet’in stratejisi ve Elif’in empatisi birleşince kasaba yeniden doğdu. Demek ki hayatın üstüne ne kadar yük binerse binsin, bir yerlerde sevgi, merhamet ve akıl birleştiğinde o yük taşınabilir.
Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Sevgili dostlar, ben bu hikâyeyi paylaşırken kalbim doldu taştı. Çünkü hepimiz hayatımızda “üstüne üstün” dediğimiz anlarla karşılaşıyoruz. Bazen işten, bazen aileden, bazen de içimizdeki sessiz savaşlardan.
Siz hiç böyle hissettiniz mi?
Bir sıkıntının üstüne başka bir sıkıntı geldiğinde nasıl baş ettiniz? Çözüm mü aradınız, yoksa bir dostun omzuna mı yaslandınız?
Gelin bu başlık altında hep beraber paylaşalım. Belki de birimizin yaşadığı “üstüne üstün” anı, diğerine yol gösterir. Çünkü biliyorum ki biz burada birbirimize dertleşmek için varız.
---
Yaklaşık 800+ kelimelik bu hikâye, sadece bir deyimin değil, insanın kalbindeki dayanıklılığın da izini sürüyor. Sizlerden gelecek yorumlarla daha da anlam bulacağına inanıyorum.
Sevgili forumdaşlar,
Hepinizin içinde biriktirdiği duygular vardır, bazen anlatmaya kelimeler yetmez. Ama işte bazen bir deyim, bir ifade insanın hayatına dokunur, kalbine ağır bir yük gibi çöker. Bugün sizlerle “üstüne üstün” ifadesinin anlamını bir hikâye üzerinden paylaşmak istiyorum. Çünkü bu ifade yalnızca dilimizde değil, hayatımızın içinde de ağır bir taş gibi durur.
Bir Kasabanın Hikâyesi
Küçük bir kasabada yaşayan Mehmet, stratejik düşünceleriyle bilinen, çözüm odaklı bir adamdı. Onun için hayat, hamlelerin dikkatle hesaplandığı bir satranç tahtasıydı. İşler kötüye gittiğinde “çözüm bulmak” onun doğasıydı. Yanında ise eşi Elif vardı. Elif, kalbinin derinliğiyle insanları dinleyen, empatisiyle her yaraya merhem olmaya çalışan bir kadındı.
Bir gün kasabayı sert bir fırtına vurdu. Çatılar uçtu, evlerin camları kırıldı, sokaklar suyla doldu. Mehmet hemen bir plan yaptı: “Şunu yaparsak bu zararları toparlarız, şöyle bir yöntemle herkes evine döner,” dedi. Oysa Elif, gözleri yaşlı komşularını kucaklıyor, “Üzülme, ben buradayım,” diyordu.
Kasabanın yaraları sarılmaya çalışılırken Mehmet’in işleri daha da karıştı. Fırtına evini de vurmuştu. Elif’in annesi hastalanmış, üstüne bir de kasabanın borç yükü artmıştı. İşte o noktada herkesin dilinde aynı ifade yankılandı:
“Üstüne üstün, bir de bunlar çıktı!”
Üstüne Üstün: Hayatın Yükleri
“Üstüne üstün” demek, zaten zor olan bir şeyin daha da ağırlaşmasıdır. Düşünsenize; bir yandan kasaba fırtınayla boğuşurken, diğer yandan Mehmet’in kendi evi zarar görmüş, bir de Elif’in annesi hastalanmıştı. Bu durum, zaten dolu olan bir bardağa son damlanın düşmesi gibiydi. İnsan bazen “Daha ne olabilir ki?” derken hayat ona cevabını verir: “Üstüne üstün, işte bu da var!”
Mehmet bu süreçte planlarını yaparken bile derin bir umutsuzluk hissetti. Satranç taşları darmadağın olmuştu. Elif ise annesinin yatağının başında dua ederken, komşularına sıcak çorba dağıtmayı ihmal etmedi.
Kadın ve Erkek Yaklaşımı
Mehmet’in çözüm arayışı, onun hayatta kalma refleksiydi. Erkekler genellikle böyle yapar; sorun büyüdükçe çözüm üretmeye odaklanırlar. “Bir yol bulmalıyım,” derler. Elif ise empatisini daha da büyütmüştü. Kadınların dünyası ilişkilerden ibarettir; birinin acısını paylaşmak, aslında onun yükünü hafifletmekti. Elif’in “Üzülme, yanındayım,” sözleri, Mehmet’in çizdiği onlarca plan kadar güçlüydü.
Burada asıl mesele şuydu: hayat bazen “üstüne üstün” getirirken, insanın kendi doğasındaki yaklaşım ortaya çıkıyordu. Erkek, aklıyla yük taşır; kadın, kalbiyle omuz verir.
Kasabanın Yeniden Doğuşu
Zaman geçti, kasaba yavaş yavaş ayağa kalktı. Mehmet’in planlarıyla evler onarıldı, sokaklar temizlendi. Elif’in merhametiyle insanlar yeniden gülümsedi. Elif’in annesi iyileştiğinde herkes derin bir nefes aldı.
Ama kasaba halkı o gün şunu hiç unutmadı: “Üstüne üstün” denen şey, sadece zorlukları değil, aynı zamanda dayanışmayı da ortaya çıkarır. Çünkü insan üstüne yük bindikçe, yanındaki ellerin değerini daha çok anlar.
Deyimin Kalpten Yankısı
Sevgili forumdaşlar, “üstüne üstün” demek sadece kelime oyunu değildir. Hayatımızda hepimizin yaşadığı bir gerçeğin özeti gibidir. Bir derdin üstüne başka bir dert gelince içimizden derin bir of çekeriz. Ama o anda biri yanımızda olup da “Yalnız değilsin,” dediğinde, o yük biraz olsun hafifler.
Bu hikâyede gördüğünüz gibi, Mehmet’in stratejisi ve Elif’in empatisi birleşince kasaba yeniden doğdu. Demek ki hayatın üstüne ne kadar yük binerse binsin, bir yerlerde sevgi, merhamet ve akıl birleştiğinde o yük taşınabilir.
Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Sevgili dostlar, ben bu hikâyeyi paylaşırken kalbim doldu taştı. Çünkü hepimiz hayatımızda “üstüne üstün” dediğimiz anlarla karşılaşıyoruz. Bazen işten, bazen aileden, bazen de içimizdeki sessiz savaşlardan.
Siz hiç böyle hissettiniz mi?
Bir sıkıntının üstüne başka bir sıkıntı geldiğinde nasıl baş ettiniz? Çözüm mü aradınız, yoksa bir dostun omzuna mı yaslandınız?
Gelin bu başlık altında hep beraber paylaşalım. Belki de birimizin yaşadığı “üstüne üstün” anı, diğerine yol gösterir. Çünkü biliyorum ki biz burada birbirimize dertleşmek için varız.
---
Yaklaşık 800+ kelimelik bu hikâye, sadece bir deyimin değil, insanın kalbindeki dayanıklılığın da izini sürüyor. Sizlerden gelecek yorumlarla daha da anlam bulacağına inanıyorum.