fator
New member
Erkeklerde meme kanseri riskini azaltmanın yolları08.09.2022 12:53
Haber Kaynağı: DHA
Meme kanserinin tanımına değinen Prof. Dr. Şener Cihan, “Meme kanseri, memedeki süt üreten, süt taşıyan ve meme dayanak dokusunu oluşturan hücrelerden kaynaklanan kanserdir” niteleyerek konuştu.
Meme kanserinde görülen belirtilerden bahseden Prof. Dr. Cihan şu bilgileri paylaştı:
“Meme kanserinin en sık karşılaşılan belirtisi, ele gelen kitledir. Bu kitle genelde ağrısız, zamanla büyüyen tek karakterdedir. Adet döngülerinde oluşan ve kaybolan kitleler meme kanseri belirtisi değildir. Kitlenin oluştuğu yere ve zamanla büyümesine tâbi olarak memede çekintiler, şişlikler, ileri aşamada portakal kabuğu görünümü, siğil kalınlaşma, meme ucunun hassaslaşması ya bile içe dönmesi ve meme başbağ akıntısı görülebilir. Bazı olgularda koltuk altındaki lenf düğümlerinin tutulması ve büyümesi ile yerde bölgede dahi ele gelen kitle tespit edilebilir. Kitlenin erken tespiti hastalık tedavisi açısından önemli olduğu için kadınların kendi kendine muayeneyi itiyat haline getirmeleri gerekmektedir.”
AŞIRI SİGARA VE ALKOL TÜKETİMİ KANSER RİSKİNİ ARTIRABİLİR
Meme kanseri görülme riskinin kimi faktörler nedeniyle bazen kadınlarda henüz fazla olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Cihan, “Bu faktörlerin en başında genetik anormallikler yatar. BRCA1/BRCA2 gen mutasyonu taşıyan kişilerde kanser görülme olasılığı henüz fazladır. Bu gen mutasyonu genetik geçişli tümörlere örnektir. Bu nedenle ailesinde meme kanseri öyküsü olanlar risk altındadır. Bunun sayılmazsa, kişinin yaşam şekli kanser gelişmesinde önemli tek faktördür. Aşırı sigara ve bira tüketiminin sayı kanserde olduğu gibi meme kanserinin oluşumunda bile önemli tek yeri vardır. Meme kanseri oluşumunda östrojen hormonunun rolü büyüktür. Kişinin yaşam süresince östrojene maruz kalma süresini zait erken tane görmeye başlama, geç menopoz, hiç plâstik sahibi olmamak, 30 yaş sonrasında plâstik sahibi olmak ve obezite başka önemli risk faktörleridir” ifadelerini kullandı.
RİSKİ AZALTMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Prof. Dr. Cihan, meme kanseri riskini kırmak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Beslenme şekli ve ötede kilodan kaçınma: Aşırı, karışık ve sağlıksız öğünlerden oluşan arıcı şekli hem yenilebilir içerikleri nedeniyle hem dahi ötede kilo almaya neden olacağı için risk faktörüdür. Sebze meyve ağırlıklı nemalanmak, fazla kilolular için kilo vermek, bira ve sigaradan uzak çalışmamak meme kanseri riskini azaltacaktır.
“Egzersiz: Sadece fazla kilolu/obez insanlar için olumsuzlama, normal kilolu kişiler için dahi günlük hayata girmesi gereken aktivitedir. Vücuttaki fazla yağların erimesine neden olarak östrojen ve insülin metabolizmasını dengelemektedir. Haftada 5 gün yarım saat süre ile yapılacak tempolu tek yürüyüş kanser riskini azaltmaktadır
“Erken yaşta evlât sahibi olmak: Memenin anatomik ve fizyolojik tam gelişimi gebelik ve emzirme sonrası tamamlanmaktadır. Gebelik ve emzirme sürecinden geçmemiş tek memede kanser görülme riski yüksektir. 30 yaşın altında evlât sahibi olan kadınlarda henüz rengi meme kanseri görülmektedir. Mümkünse 30 yaşından önce evlât sahibi olunmalı ve en rengi 6 ağrı emzirilmelidir.
“Tarama testleri/erken teşhis: Erken teşhis edilen sayı kanser için yapılan tedaviler kanseri önlemek ile tıpkısı etkiye sahiptir. Bu nedenle özellikle ailesinde meme kanseri ve başka kanser hikâyesi olanlar 40 yaşında, karı riski taşımayan kadınlar ise 50 yaşından itibaren meme kontrollerini yaptırmalıdır.”
MEME KANSERİ SIKLIĞI YILLAR İÇİNDE ARTMAKTADIR
Meme kanseri görülme sıklığının yıllar içinde arttığını söyleyen Prof. Dr. Cihan, “Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, tüm materyalizm meme kanseri görülme oranı 100 1000 kişide 58.6’dır. Bu oran Türkiye için 56.6’dır. Günümüzden 10 yıl öncesine 2012 yılına ilgili kanser istatistiklerinde 46.2 olan yerde oranın 2040 yılında 79 olacağı hesaplanmaktadır. Bu veriler meme kanseri riskinin çevresel faktörler yüzünden yıllar içinde katlanarak artacağını göstermektedir” açıklamasında bulundu.
TÜMÖRÜN EVRESİNE GÖRE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DEĞİŞEBİLİR
Meme kanseri teşhisinin ve tedavisinin sayı kliniğin içinde olduğu multidisipliner tek yaklaşımı gerektirdiğine uyanıklık cazip Prof. Dr. Cihan, şunları söyledi:
“Her olgu, bünyesinde esas olarak tıbbi onkoloji, genel cerrahi, radyasyon onkolojisi ve patoloji branşlarından hekimlerin olduğu tek tümör konseyinde değerlendirilerek kişiye en uygun tedavi kararı verilir. Tümörün evresi ve abaşo tipine göre önerilen tedavi seçenekleri değişmektedir. Kimi hasta sadece cerrahi ile süreci tamamlayabilirken kimi hasta uzun kemoterapi ve radyoterapi sürecine girebilmektedir. Erken evrede yakalanan hastaların tedavi süreci henüz rahat ve henüz iyi sonuçlarla tamamlaması, tarama ve erken teşhisin önemini tek kez henüz göstermektedir.”
AKILLI İLAÇ VE İMMÜNOTERAPİ YÖNTEMLERİ DE KULLANILABİLİYOR
Günümüzde meme kanserinin tedavisinde 10 yıl öncesine göre beraberce oldukça önemli gelişmeler elde edildiğini tamlayan Prof. Dr. Cihan, “Önceki yıllarda meme, meme 6 kas dokusu ve koltuk 6 lenf nodları çıkarılırken günümüzde içildikten tıpkısı hastada sadece tümör yatağının çıkarılması yeterli olabilmektedir. Meme kanseri cerrahisinin öncesinde ise kemoterapi, hedefe yönelik tedavi (alık ilaç) ve immünoterapi oldukça sık kullanılabilmektedir. Meme kanseri tespit edilmiş tek hastanın tedavi planının mutlaka tek tümör konseyi tarafından yapılması gerekmektedir” dedi.
HASTANIN MORAL MOTİVASYONU TEDAVİDE OLDUKÇA ÖNEMLİ
Meme kanseri teşhisi konulan hastanın tedavisinin hastalığın evresine ve tümörün abaşo tipine göre değişebildiğine değinen Prof. Dr. Cihan, şu ifadelere yer verdi:
“Erken devre ve hormon pozitif tümörler sadece tek hormon hapı ile tedavi edebilmekteyken bazen saldıran tümör türlerinde erken evrede da kemoterapi ve başka tedavi seçenekleri uygulanabilmektedir. Cerrahinin şekli ve radyoterapi uygulanabilirliği yine evre ile ilişkili tedavi seçenekleridir. Kanser hastaları tedavi ve takiplerini mutlaka tek tıbbi onkolog gözetiminde yaptırmalıdırlar. Alternatif tedavi seçeneklerine yönelip, kök gerekli tıbbi tedavilerden kaçınmak tek kanser hastasının yapabileceği en yetişkin hatadır. Destek tedavileri tıbbi onkolog gözetiminde ve onayı ile yapılmalıdır. Kemoterapi süreci birçok hasta için stresli olabilmekle beraberce yerde festival sorunsuz atlatan sayı hasta bile vardır. Hastanın moral ve motivasyonu, süreci belirleyen en önemli faktördür.”
AKDENİZ MUTFAĞINA YÖNELMEKTE FAYDA OLABİLİR
Meme kanseri hastalarının arıcı alışkanlıklarının Akdeniz Mutfağı olarak tanımlanan henüz sağlıklı besinlere kaydırılabileceğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Cihan, “Tatlı tüketimi sanıldığı gibi kanseri tetiklememektedir. Aşırıya kaçmamak kaydı ile tüketilebilir. İş ortamı temiz ve sağlıklı ise kendilerini iyi hissettikleri sürece çalışabilirler. Ancak kemoterapinin vücudun savunma sistemini zayıflatabileceği göz önünde bulundurulmalı ve enfeksiyonlara karşı gerekli tedbirler alınmalıdır. Diğer kanserlerde olduğu gibi meme kanseri hastalarının bile uyması gereken kurallardan akraba kontrollerini aksatmamalarıdır. Kansere yakalanmış tek kişide kanserin tekrarlaması söz konusu olabildiği gibi başka yerlerde başka kanser türleri dahi gelişebilmektedir. Bu nedenle sistemli kontrol önemlidir. Kontrollerde yapılacak tetkikler kişiye ve hastalığa göre değişmektedir” diye sözlerini noktaladı.
Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.
Haber Kaynağı: DHA
Meme kanserinin tanımına değinen Prof. Dr. Şener Cihan, “Meme kanseri, memedeki süt üreten, süt taşıyan ve meme dayanak dokusunu oluşturan hücrelerden kaynaklanan kanserdir” niteleyerek konuştu.
Meme kanserinde görülen belirtilerden bahseden Prof. Dr. Cihan şu bilgileri paylaştı:
“Meme kanserinin en sık karşılaşılan belirtisi, ele gelen kitledir. Bu kitle genelde ağrısız, zamanla büyüyen tek karakterdedir. Adet döngülerinde oluşan ve kaybolan kitleler meme kanseri belirtisi değildir. Kitlenin oluştuğu yere ve zamanla büyümesine tâbi olarak memede çekintiler, şişlikler, ileri aşamada portakal kabuğu görünümü, siğil kalınlaşma, meme ucunun hassaslaşması ya bile içe dönmesi ve meme başbağ akıntısı görülebilir. Bazı olgularda koltuk altındaki lenf düğümlerinin tutulması ve büyümesi ile yerde bölgede dahi ele gelen kitle tespit edilebilir. Kitlenin erken tespiti hastalık tedavisi açısından önemli olduğu için kadınların kendi kendine muayeneyi itiyat haline getirmeleri gerekmektedir.”
AŞIRI SİGARA VE ALKOL TÜKETİMİ KANSER RİSKİNİ ARTIRABİLİR
Meme kanseri görülme riskinin kimi faktörler nedeniyle bazen kadınlarda henüz fazla olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Cihan, “Bu faktörlerin en başında genetik anormallikler yatar. BRCA1/BRCA2 gen mutasyonu taşıyan kişilerde kanser görülme olasılığı henüz fazladır. Bu gen mutasyonu genetik geçişli tümörlere örnektir. Bu nedenle ailesinde meme kanseri öyküsü olanlar risk altındadır. Bunun sayılmazsa, kişinin yaşam şekli kanser gelişmesinde önemli tek faktördür. Aşırı sigara ve bira tüketiminin sayı kanserde olduğu gibi meme kanserinin oluşumunda bile önemli tek yeri vardır. Meme kanseri oluşumunda östrojen hormonunun rolü büyüktür. Kişinin yaşam süresince östrojene maruz kalma süresini zait erken tane görmeye başlama, geç menopoz, hiç plâstik sahibi olmamak, 30 yaş sonrasında plâstik sahibi olmak ve obezite başka önemli risk faktörleridir” ifadelerini kullandı.
RİSKİ AZALTMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Prof. Dr. Cihan, meme kanseri riskini kırmak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Beslenme şekli ve ötede kilodan kaçınma: Aşırı, karışık ve sağlıksız öğünlerden oluşan arıcı şekli hem yenilebilir içerikleri nedeniyle hem dahi ötede kilo almaya neden olacağı için risk faktörüdür. Sebze meyve ağırlıklı nemalanmak, fazla kilolular için kilo vermek, bira ve sigaradan uzak çalışmamak meme kanseri riskini azaltacaktır.
“Egzersiz: Sadece fazla kilolu/obez insanlar için olumsuzlama, normal kilolu kişiler için dahi günlük hayata girmesi gereken aktivitedir. Vücuttaki fazla yağların erimesine neden olarak östrojen ve insülin metabolizmasını dengelemektedir. Haftada 5 gün yarım saat süre ile yapılacak tempolu tek yürüyüş kanser riskini azaltmaktadır
“Erken yaşta evlât sahibi olmak: Memenin anatomik ve fizyolojik tam gelişimi gebelik ve emzirme sonrası tamamlanmaktadır. Gebelik ve emzirme sürecinden geçmemiş tek memede kanser görülme riski yüksektir. 30 yaşın altında evlât sahibi olan kadınlarda henüz rengi meme kanseri görülmektedir. Mümkünse 30 yaşından önce evlât sahibi olunmalı ve en rengi 6 ağrı emzirilmelidir.
“Tarama testleri/erken teşhis: Erken teşhis edilen sayı kanser için yapılan tedaviler kanseri önlemek ile tıpkısı etkiye sahiptir. Bu nedenle özellikle ailesinde meme kanseri ve başka kanser hikâyesi olanlar 40 yaşında, karı riski taşımayan kadınlar ise 50 yaşından itibaren meme kontrollerini yaptırmalıdır.”
MEME KANSERİ SIKLIĞI YILLAR İÇİNDE ARTMAKTADIR
Meme kanseri görülme sıklığının yıllar içinde arttığını söyleyen Prof. Dr. Cihan, “Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, tüm materyalizm meme kanseri görülme oranı 100 1000 kişide 58.6’dır. Bu oran Türkiye için 56.6’dır. Günümüzden 10 yıl öncesine 2012 yılına ilgili kanser istatistiklerinde 46.2 olan yerde oranın 2040 yılında 79 olacağı hesaplanmaktadır. Bu veriler meme kanseri riskinin çevresel faktörler yüzünden yıllar içinde katlanarak artacağını göstermektedir” açıklamasında bulundu.
TÜMÖRÜN EVRESİNE GÖRE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DEĞİŞEBİLİR
Meme kanseri teşhisinin ve tedavisinin sayı kliniğin içinde olduğu multidisipliner tek yaklaşımı gerektirdiğine uyanıklık cazip Prof. Dr. Cihan, şunları söyledi:
“Her olgu, bünyesinde esas olarak tıbbi onkoloji, genel cerrahi, radyasyon onkolojisi ve patoloji branşlarından hekimlerin olduğu tek tümör konseyinde değerlendirilerek kişiye en uygun tedavi kararı verilir. Tümörün evresi ve abaşo tipine göre önerilen tedavi seçenekleri değişmektedir. Kimi hasta sadece cerrahi ile süreci tamamlayabilirken kimi hasta uzun kemoterapi ve radyoterapi sürecine girebilmektedir. Erken evrede yakalanan hastaların tedavi süreci henüz rahat ve henüz iyi sonuçlarla tamamlaması, tarama ve erken teşhisin önemini tek kez henüz göstermektedir.”
AKILLI İLAÇ VE İMMÜNOTERAPİ YÖNTEMLERİ DE KULLANILABİLİYOR
Günümüzde meme kanserinin tedavisinde 10 yıl öncesine göre beraberce oldukça önemli gelişmeler elde edildiğini tamlayan Prof. Dr. Cihan, “Önceki yıllarda meme, meme 6 kas dokusu ve koltuk 6 lenf nodları çıkarılırken günümüzde içildikten tıpkısı hastada sadece tümör yatağının çıkarılması yeterli olabilmektedir. Meme kanseri cerrahisinin öncesinde ise kemoterapi, hedefe yönelik tedavi (alık ilaç) ve immünoterapi oldukça sık kullanılabilmektedir. Meme kanseri tespit edilmiş tek hastanın tedavi planının mutlaka tek tümör konseyi tarafından yapılması gerekmektedir” dedi.
HASTANIN MORAL MOTİVASYONU TEDAVİDE OLDUKÇA ÖNEMLİ
Meme kanseri teşhisi konulan hastanın tedavisinin hastalığın evresine ve tümörün abaşo tipine göre değişebildiğine değinen Prof. Dr. Cihan, şu ifadelere yer verdi:
“Erken devre ve hormon pozitif tümörler sadece tek hormon hapı ile tedavi edebilmekteyken bazen saldıran tümör türlerinde erken evrede da kemoterapi ve başka tedavi seçenekleri uygulanabilmektedir. Cerrahinin şekli ve radyoterapi uygulanabilirliği yine evre ile ilişkili tedavi seçenekleridir. Kanser hastaları tedavi ve takiplerini mutlaka tek tıbbi onkolog gözetiminde yaptırmalıdırlar. Alternatif tedavi seçeneklerine yönelip, kök gerekli tıbbi tedavilerden kaçınmak tek kanser hastasının yapabileceği en yetişkin hatadır. Destek tedavileri tıbbi onkolog gözetiminde ve onayı ile yapılmalıdır. Kemoterapi süreci birçok hasta için stresli olabilmekle beraberce yerde festival sorunsuz atlatan sayı hasta bile vardır. Hastanın moral ve motivasyonu, süreci belirleyen en önemli faktördür.”
AKDENİZ MUTFAĞINA YÖNELMEKTE FAYDA OLABİLİR
Meme kanseri hastalarının arıcı alışkanlıklarının Akdeniz Mutfağı olarak tanımlanan henüz sağlıklı besinlere kaydırılabileceğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Cihan, “Tatlı tüketimi sanıldığı gibi kanseri tetiklememektedir. Aşırıya kaçmamak kaydı ile tüketilebilir. İş ortamı temiz ve sağlıklı ise kendilerini iyi hissettikleri sürece çalışabilirler. Ancak kemoterapinin vücudun savunma sistemini zayıflatabileceği göz önünde bulundurulmalı ve enfeksiyonlara karşı gerekli tedbirler alınmalıdır. Diğer kanserlerde olduğu gibi meme kanseri hastalarının bile uyması gereken kurallardan akraba kontrollerini aksatmamalarıdır. Kansere yakalanmış tek kişide kanserin tekrarlaması söz konusu olabildiği gibi başka yerlerde başka kanser türleri dahi gelişebilmektedir. Bu nedenle sistemli kontrol önemlidir. Kontrollerde yapılacak tetkikler kişiye ve hastalığa göre değişmektedir” diye sözlerini noktaladı.
Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.